İYİ Parti, Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale’yi İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olarak açıkladı. T24 yazarı Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtlayan Özlale, partisinin yerel seçim ittifaklarına kapalı olduğunu söyledi, İzmir pazarlık konusu yapılırsa Partisinden istifa edeceğini belirtti. Yerel seçimlerde İzmir’de İYİ parti ile CHP arasında bir rekabet yaşanacağını ifade eden Özlale, Ekrem İmamoğlu İstanbul ittifakı için gelirse durumu değerlendireceklerini söyledi.
T24 yazarı Cansu Çamlıbel’in Ümit Özlale ile yaptığı söyleşinin bir kısmı şöyle:
“- Belki parti üst kurulu kararı değildi ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki partiniz içindeki genel teamül olumsuzdu, ki bu durum hem Meral Akşener tarafından hem de partinizin diğer yetkilileri tarafından çeşitli vesilelerle detaylandırıldı. Şunu sormaya çalışıyorum; genel teamül ya da parti kararı…sonuçta Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını onaylama noktasına gelen Meral Akşener talepleri karşılık görürse İstanbul, İzmir ve Ankara’da CHP’nin adaylarını destekleme noktasına neden gelemesin ki?
Kararlılığımı ve kararlılığımızı netleştirmek ve o bakımdan kamuoyunda tekrar bir soru işareti oluşturmamak için dedim ki; ‘Bu adaylık çok ciddi ve eğer önümüzdeki dönemlerde İzmir bir müzakere konusu edilirse ve benim adaylıktan çekilmem istenirse o zaman ben de bütün görevlerimden ayrılırım.’
‘BUGÜNE KADAR AK PARTİ İLE MASAYA OTURMAYAN TEK PARTİYİZ, OTURMAYIZ’
– Bir yandan üç kilit önemdeki büyükşehirde İYİ Parti’nin kendi adayıyla seçime girmesinden yanasınız, bir yandan da ‘farklı ittifaklar’ olabilir diyorsunuz. Böyle bir açıklamanız da olmuştu. ‘Farklı ittifak’ ile kastettiğiniz nedir?
O açıklamayı parti olarak her ilde kendi adaylarımızla çıkaracağımızı resmi olarak ilan ettiğimiz toplantıdan önce yapmıştım. Parti kimliğini, parti tabanını güçlendirmek için her yerde kendi adaylarımızı çıkartırız ama son kertede partinin kurucu değerlerine ve cumhuriyetin kurucu değerlerine aykırı olmayan iş birliklerine de gidilebilir.
– O zaman da tabii şu soru geliyor akla; AKP ile yani Cumhur İttifakı ile iş birliği denklem dışı mı değil mi?
Şu ana kadar AK Parti ile masaya oturmayan tek partiyiz. 2015’te hatırlayın Davutoğlu AK Parti Genel Başkanı iken CHP istikşafi görüşmeler yaptı. HDP zaten ondan önceki süreçte AK Parti ile masadaydı. DEVA ve Gelecek zaten AK Parti içinden çıktı. Dolayısıyla da bir iş birliği için kapı aralansa bile bu iş birliği Cumhur İttifakı’yla olmaz. AK Parti ile masaya oturmadık, oturmayız.
– Benim baktığım yerden Cumhur İttifakı ile iş birliği yapmayacak olmanızın önündeki en büyük engel sanki AK Parti değil de MHP gibi görünüyor. Bir de şimdi tabii Sinan Oğan faktörü eklendi.
Ben MHP ile de herhangi bir şekilde işbirliğine ya da ittifaka gitmeyeceğimize eminim.
(…)
‘SEÇİM CHP’NİN ADAYIYLA BENİM ARAMDA GEÇER, İZMİR AK PARTİ’YE KALMAZ’
– İşin şu boyutunu konuşmadan sizin adaylığınıza itiraz edenlerin itirazını doğru bir perspektife oturmamız zor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra 2024 yerel seçimlerini psikolojik bir eşik olarak gören bir 25 milyon seçmen var. Dolayısıyla da önümüzdeki yerel seçimler muhalefete oy veren 25 milyon için aslında sadece yerel seçim değil. Şu anda şahsınıza yönelen itirazların büyük kısmını böyle okumak lazım. Kemal Bey için ‘kazanacak aday’ terminolojisini ortaya atan İYİ Parti, Millet İttifakı seçimi kaybettikten sonra dönüp ‘Biz söylemiştik’ dedi. Mayıs seçimlerinin vebalini konuşabiliyorsanız, 2024 yerel seçimlerinin olası vebalini de şimdiden konuşmaya başlamak doğal değil mi?
Bu soru bana sokaktaki insanlar tarafından yöneltildiğinde o zaman ben de şunu soruyorum; ‘Peki ben ne yapayım?’ Aradan AK Parti çıkacak diye çekiniyorlar. Böyle bakmak bence büyük haksızlık çünkü ben İzmir’deki seçimin Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti arasında geçeceğini düşünüyorum. İkimiz de aday olursak ikimizden biri kazanır.
‘İSTANBUL VE ANKARA’DA İŞ BİRLİĞİNE GİDİLİR Mİ, ONU ZAMAN GÖSTERECEK’
– Hadi İzmir’de dediğiniz oldu ve CHP ile İYİ Parti’nin çekişmesinden kazançlı çıkan AKP olmadı. Ankara’da, hele de İstanbul’da CHP ve İYİ Parti’nin ayrı ayrı aday çıkardığı senaryoda AKP’nin seçimi almaması çok düşük olasılık – ki siz oralarda da İYİ Parti’nin kendi adayını çıkarmasında ısrarcısınız.
Ankara ve İstanbul için şu anda benim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak konuşmam doğru değil.
– Ama hala ‘genel başkan yardımcısı’ sıfatını da taşıyorsunuz. İstanbul ve Ankara’daki soruları o şapkanızla yanıtlamanızı rica ediyorum.
Genel Başkan Yardımcısı olarak şunu söyleyebilirim; oralarda da bizden aday koyacağız. CHP Ankara’da Mansur Bey’i açıkladı. Onun karşısına bir aday koyacağız. 28 Mayıs sonrasındaki tablo bize siyasetin iki ittifak arasına sıkışmış bu haliyle Türkiye’nin önümüzdeki dönem sorunlarına çözüm üretemeyeceğini gösterdi
(…)
– ‘Günün sonunda iş birliği olup olmayacağını zaman gösterir’ derken de kapıyı aralık bırakıyorsunuz işte müzakereye. Diyelim ki CHP İzmir’de Tunç Soyer’i aday göstermekten vazgeçti, o durumda İYİ Parti İstanbul ve Ankara’da CHP’nin adaylarını destekleme kararı alır mı?
Ona Genel Merkez’de Divan karar verecek. Çünkü bu konuda Genel İdare Kurulu Divan’a bir yetki verdi, Divan bunu daha tartışmadı. Önümüzdeki dönemde adaylara ve daha sonrasında diğer partilerle yapılacak olan müzakerelere bakmak lazım. Ama benim şu an ki hissiyatım odur ki biz İzmir’de Cumhuriyet Halk Partisi adayı ile benim aramda bir seçime gideceğiz.
‘BEN HER İLDE KENDİ ADAYLARIMIZLA SEÇİME GİDİLMESİNDE ISRARCIYIM’
– Öyle olsa bile bu otomatikman İstanbul ve Ankara’da da CHP ve İYİ Parti’nin iki ayrı aday çıkartacağı anlamına gelmiyor değil mi?
Ben her iki ilde de farklı adaylarla gidilmesi, yani İYİ Parti’nin kendi adaylarıyla seçime girmesi konusunda ısrarcıyım. Ama dediğim gibi bu benim kişisel görüşüm. İYİ Parti’nin her ilde güçlü adaylarla seçmenin karşısına çıkması gerektiğini düşünüyorum. Sonrasında bu iş Divan’a gelirse benim de bir oyum olur. Ben de kendi kararımı o ölçüde Divan’da kullanırım. Oradan hangi karar çıkar onu tam bilemem ama benim şu aşamadaki hissiyatım bizim bütün illerde kendi adaylarımıza gideceğini şeklindedir.
‘İSTANBUL İTTİFAKI’NI SAĞLAYIP SAĞLAMAMA EKREM BEY’İN ELİNDE’
– Ekrem İmamoğlu, tırnak içerisinde söylüyorum ilan edilmiş, aday değil. Ama sonuçta kendi iradesini ortaya koydu. İmamoğlu’nun partiniz açısından şöyle bir yanı yok mu? Kılıçdaroğlu yerine cumhurbaşkanlığı adaylığına uygun gördüğünüz iki isimden biriydi, şimdi İstanbul için uygun görmüyor musunuz?
Ekrem Bey, kendi konuşmasında belirttiği ‘İstanbul İttifakı’nı sağlamak için sadece bizimle değil, diğer partilerle de konuşma yapacaktır. O ittifakı sağlayıp sağlayamama ve günün sonunda da aday olup olmama şu anda Ekrem Bey’in elinde. Buradan Meral Akşener’in, 26 Ağustos’taki konuşmasına gidelim. Akşener orada ‘Partinin menfaatlerine ve ülkenin menfaatlerini uygun olduğu sürece ittifaklar değil ama işbirliklerine kapalı değiliz’ dedi. Eğer Sayın İmamoğlu, İstanbul etrafında o ittifakı oluşturma niyetinde ise partilere gelecektir. Kendisi partilere geldiği zaman da bizler o durumu değerlendirebiliriz. Ama o zamana kadar mutlaka İYİ Parti kendi İstanbul adayını da aynı diğer partilerde olduğu gibi çıkartacaktır.” (HABER MERKEZİ)