Emekli Banka Promosyonu: Göründüğü Gibi Mi?

Emekli Promosyonları: Sosyal Güvenlik Sistemi Sorunları

Promosyon…

Adı güzel, kendisi eksik bir kelime.

Bankaların emekliye sunduğu promosyon değil bu; devlete yıllarca hizmet etmiş, alın teriyle geçmişi yoğrulmuş insanların onurunu, geleceğini ve hatta geçimini içeren ağır bir kelime.

Bugün emekli denince aklınıza ne geliyor?

Dinlenen, torun büyüten, yazlıkta çay içen, gazetesini alan bir portre mi?

Hayır, gerçek bu değil.

Gerçek şudur:

Bugün Türkiye’de emekli demek;

Eczanede reçeteye bakan göz,

Pazar çıkışı filedeki sebzeyi azaltan el,

Bankamatik önünde promosyon bekleyen yorgun bir beden demektir.

Bankaların Cömertliği mi, Sistematik Muhtaçlık mı?

Son yıllarda artan banka promosyon tutarları, bir başarı öyküsü gibi sunuluyor.

“Bakın, özel banka 25 bin veriyor, diğeri 27 bine çıktı.”

Peki, emekli neden bu promosyonlara bu kadar muhtaç hale geldi?

Neden bir promosyon açıklaması, milyonlarca insanın gündemini meşgul ediyor?

Çünkü emekli, asgari yaşam standardından uzaklaştırıldı.

Çünkü emekli maaşı artık hayatı çevirmiyor.

Çünkü o promosyon, aslında bir geçim desteğine dönüştü.

Ama asıl vahim olan şu:

Promosyon bir “geçim desteği” haline gelmişse, bu ülkenin sosyal güvenlik sistemi iflas sinyali veriyor demektir.

Üç Yılda Bir Taahhüt, Her Gün Azalan Değer

Üç yıl…

Az değil.

Emekli aynı bankada, aynı promosyonla, aynı rehinli düzende sabit tutulur.

Bankaya gidersiniz.

“Üç yıl bizden maaş alacağını taahhüt eder misiniz?”

İmzayı atarsınız.

Peşin parayı alırsınız.

Üç yıl boyunca artan maaşınıza rağmen aynı promosyonu almış olursunuz.

Üç yıl sonra tekrar gidersiniz.

Yine bir imza, yine bir taahhüt.

Ve sistem devam eder.

Oysa ne hayat üç yıl sabit kalıyor ne enflasyon ne geçim şartları…

Ama emekliye uygulanan bu “sözleşme zinciri”, her defasında onun hareket alanını biraz daha kısıtlıyor.

Bu Bir Sistem Açığıdır, Ve Hepimizin Utancı Olmalıdır

Düşünün…

Kredi almak için bankaya gitmiş bir emekli, promosyon almak için şube şube gezmek zorunda.

İnternet kullanamayanlar bankaların iyi niyetine kalmış.

Bazıları fatura talimatı veriyor, bazıları kredi kartı şartı sunuyor.

Promosyon artık sadece bir ödeme değil; bir sadakat yemini.

Emekli bu ülkenin hafızasıdır.

Emekli bu ülkenin alnı ak, kalbi yorgun neferidir.

Ve biz, onu promosyon için sıraya sokarak ondan neyi alıyoruz biliyor musunuz?

İzzetini.

Saygınlığını.

Kendini özgür hissetme hakkını.

Sosyal Güvenlik Sistemi Sadece Primle Değil, Onurla Ölçülür

Sosyal güvenlik sadece emekli maaşı vermek değildir.

O maaşın yettiğine dair vicdani bir kanaat oluşturmaktır.

Ama bugün emeklinin %80’i borçla yaşıyor.

Kirada oturuyorsa hayatta kalma savaşı veriyor.

Torununa harçlık veremeyen, evine et sokamayan bir nesilden bahsediyoruz.

Böylesine bir ortamda promosyonun adı ne olabilir?

Bir hak mı?

Bir sadaka mı?

Yoksa sosyal çöküşün üzerine serpilen parlatılmış bir yama mı?

Çözüm: Geçici Nefes Değil, Kalıcı Düzenleme

Bu yapının acilen değişmesi gerekiyor.

Yıllardır bu sistemin içinde olan biri olarak şunu söylüyorum:

Promosyon ödemeleri yılda bir kez yapılmalı.

Ve en önemlisi; promosyon, emeklinin geçimini destekleyen değil, sadece hakkını teslim eden bir uygulama haline dönüşmeli.

Yok Sayılan Ses, Büyüyen Vicdan

Yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş insanlar, bugün geçinmek için banka kampanyası kovalıyorsa, bu yalnızca ekonomik değil, insani bir sorun haline gelmiştir.

Bu insanlar sosyal yardıma değil, sosyal güvenliğe muhtaçtır.

Ve bu güvenliği sağlayacak olan devletin ta kendisidir.

Son Sözüm Şudur

Emekli promosyonları üzerinden bir illüzyon yaratılıyor.

Ama artık herkes farkında.

Mesele promosyonun kaç TL olduğu değil;

O promosyonun neden bu kadar hayati hale geldiğidir.

Emeklinin promosyonu değil, itibarı artırılmalıdır.

Sadakat şartı değil, insan onuru esas alınmalıdır.

Ve bu ülkenin yaşlısı, yıllarca hizmet verdiği devleti karşında her daim başı dik durmalıdır.

O yüzden tekrar ve yüksek sesle söylüyorum:

Promosyon bir hak değil, bir utanç belgesi haline getirilmemelidir.

Related Posts

Cafer Usta’nın Kalaycılık Mücadelesi

Zile’de 62 yıldır kalaycılık yapan 72 yaşındaki Cafer Akay, çırak bulamadan mesleğini sürdürüyor.

Fransa’dan ‘ABD’ye kargo’ kısıtlaması

Fransa Posta İdaresi (La Poste), artan gümrük vergileri nedeniyle ABD’ye yönelik paket gönderilerini, 100 avrodan düşük değerli hediyeler dışında 25 Ağustos itibarıyla askıya alacağını açıkladı.

TÜİK: Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi temmuzda yıllık yüzde 30,06 arttı

TÜİK, Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE), temmuz verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre aylık artış yüzde 3,03, yıllık artış ise yüzde 30,06 olarak gerçekleşti.

Memur zammında yeni gelişme: Süreç Hakem Heyeti’ne taşınıyor!

Toplu sözleşme görüşmelerinde kritik bir tıkanma yaşandı. Memur ve memur emeklileri için devam eden zam müzakerelerinde henüz çözüme ulaşılamadı. Taraflar süreci Hakem Heyeti’ne taşıyor.

Türk topraklarından çıktı, İngiltere Düşesi Kate Middleton’ın en sevdiği meyve oldu: Geçen yıl 32 ülkeye gönderildi

Dünyanın en kaliteli inciri” olarak nitelendirilen, eşsiz lezzeti, dolgun dış görüntüsü ve aromasıyla en çok Avrupa ülkelerinden ilgi gören Bursa siyahı, geçen yıl 32 ülkeye gönderildi. Bu yıl nisanda yaşanan zirai don nedeniyle birçok meyve gibi …

Japon ekonomisinde geçici yükseliş aldatıcı

Moody’s Analytics’e göre, Japonya’da ikinci çeyrekte görülebilecek geçici GSYH artışı yanıltıcı, ABD’nin yeni %15’lik tarifeleri ihracat ve üretimi daraltacak, iç talepte de enflasyon baskısı nedeniyle kayda değer bir toparlanma beklenmiyor.