Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kaymakam kurası töreninde, “Makamlar, koltuklar, ünvanlar, bunların hepsi gelip geçicidir, muvakkattir. Ama aynı zamanda bunlar birer imtihan vesilesidir. Aslolan bu sınavı geçmek, milletimizin duasını almak, gönüller kazanıp geride hayırla yad edilecek eser ve hizmetler bırakabilmektir. Bu aziz milletin hayır duasına, Rabbimizin de rızasına mazhar olmak istiyorsanız, bakın, altını çizerek ifade ediyorum, kibir ve enaniyet zehrini bünyenizden uzak tutmak zorundasınız” dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’ndaki 110. dönem kaymakamlar kurası törenine katıldı.
Erdoğan, şöyle konuştu:
“Şunu asla ve asla unutmayın: İnancı, kimliği, kökeni, siyasi görüşü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun 783 bin kilometre karelik vatan toprağında yaşayan herkes devletimizin eşit ve onurlu birer vatandaşıdır. Binlerce yıllık devlet geleneğimiz, idari kabiliyet ve tecrübemiz, ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ prensibi etrafında şekillenmiştir. Şurası bir gerçektir ki, devletin görevi vatandaşına hizmet etmektir. Vatandaşa layıkı veçhile hizmet etmek de görev, yetki ve mesuliyeti haiz tüm idarecilerimizin asli vazifesidir. Yarın sizler, her biriniz şahsımı, yani Cumhurbaşkanı’nı temsilen farklı ilçelerimizde görev üstleneceksiniz. İlçenizdeki esnafın, köylünün, iş insanının sorunlarına çözümler arayacak, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarıyla yakından ilgileneceksiniz.
“Adalet ve hakkaniyetten şaşmayacaksınız”
Devlet yönetiminde neredeyse çeyrek asrı geride bırakmış bir siyasetçi, devlet adamı ve büyüğünüz olarak bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak size şu tavsiyeyi özellikle vermek istiyorum. Makamlar, koltuklar, ünvanlar, bunların hepsi gelip geçicidir, muvakkattir. Ama aynı zamanda bunlar birer imtihan vesilesidir. Aslolan bu sınavı geçmek, milletimizin duasını almak, gönüller kazanıp geride hayırla yad edilecek eser ve hizmetler bırakabilmektir. Bu aziz milletin hayır duasına, Rabbimizin de rızasına mazhar olmak istiyorsanız, bakın, altını çizerek ifade ediyorum, kibir ve enaniyet zehrini bünyenizden uzak tutmak zorundasınız.
“Ne makam odalarının büyüklüğünün ne makam arabalarının modelinin anlamı var”
Ne makam odalarının büyüklüğünün ne makam arabalarının modelinin ne de devletin size sunduğu diğer imkanların anlamı vardır. Yeri gelmişken burada şu noktaya özellikle dikkatinizi çekiyorum. İbni Haldun, Mukaddime isimli eserinde bize bir mektup naklediyor. Bu, Tahir bin Hüseyin’in Mısır ve Suriye bölgesi valiliğine atanan oğlu Abdullah için kaleme aldığı bir mektuptur. Mektupta geçen şu öğütler hepinizin, hepimizin can kulağıyla dinlemesini istiyorum. ‘Oğul, gece gündüz halkını düşün. Allah sana bir ihsanda bulunup halkının yönetimini senin yetkine verdi. Aynı zamanda seni halkına karşı şefkatli olmakla görevlendirdi. Onları adil yönetmekle, rahat ettirmekle mesulsün. Aklın, fikrin sadece halkında olsun. En önemli işin yoksulları, çaresizleri, sıkıntılarını anlatmak için sana ulaşamayanları gözetmek olsun. Hakkını arama yolunu bilmeyen kişileri sen ara bul. En gizli dertlerini bile öğrenip bu kimselerin sorunlarını çözecek düzgün insanlar görevlendir.’ Bu görev sizin, bunu yapacaksınız. Kerim ve kamil devlet vasfımızın ruhuna riayet ederek her birinizin işte bu şuurla, bu titizlikle görev yapacağınıza ben yürekten inanıyorum.
“Dijital yenilikleri menfi etkilerini asgariye indirmek için gerekli tedbirleri alıyoruz”
Kamu hizmetlerinin duyurulması, yaygınlaştırılması ve etkinliğinin artırılması noktasında özellikle dezenformasyonla mücadelede dijital teknolojilerin önemi göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaştı. Devlet olarak yeni teknolojileri kamu yönetimine doğrudan dahil ediyor, bu imkanlardan azami ölçüde istifade etmeye özen gösteriyoruz. Dijital yeniliklerin birey, aile ve topluma yönelik menfi etkilerini asgari seviyeye indirmek, gençlerimizle birlikte milli ve manevi değerlerimizi bu tehditlerden uzak tutmak için de gerekli tedbirleri alıyoruz. Sosyal medya platformları idareciyle vatandaş arasındaki iletişimi güçlendirmesi bakımından elbette ki önemlidir. Elitist zihniyetin devletle millet arasına ördüğü duvarların aşılması noktasında çevrimiçi iletişim önemli bir işlevi yerine getirmektedir. Mülki idare amirlerimizin, yani sizlerin, mülki idare amirlerimizin bu platformları temsil ettikleri makamın ciddiyetine ve ağırlığına uygun biçimde, en doğru biçimde kullanmaları bizim için değerlidir.
“Sosyal medyayı PR çalışmalarına alet eden idarecilere toleransımız yok”
Bununla birlikte sosyal medyayı kamu hizmetlerinin verimliliğini artırmak, vatandaşa daha hızlı ulaşmak, talep ve beklentilere en uygun çözümleri bulmak yerine şahsi ikbal ve PR çalışmalarına alet eden idarecilere de unutmayın toleransımız yoktur. Görevi ve konumu ne olursa olsun, kamu yönetiminde vazife üstlenen herkesin dikkatli olması, devletin imaj ve itibarına halel getirmeyecek şekilde davranması gerekiyor. Atalarımızın ‘Umur görmüş’ ifadesinde anlamını bulan o vakarı, olgunluğu ve ağırbaşlılığı biz idarecilerimizde bilhassa da mülki idare amirlerimiz de görmek istiyoruz. Aynı durum eğitimden sağlığa, yargıdan güvenliğe kadar millete doğrudan hizmet götüren bütün alanlarda geçerlidir. Hizmetlerin, icraatların, verilen emeğin tanıtımı yapılacaksa bile insanların mahremiyetine saygı gösterilmeli, kaş yapayım derken göz çıkarma gibi bir durumun yaşanmasına mahal verilmemelidir.” (ANKA)